Merhabalar; bu foruma yazı yazacağım hiç aklıma gelmezdi. Ama yıllar sonra 50 yaşında bir paylaşım yapmak istedim. Yıllarca, mesleğimin o soğuk, steril beyazlığında, hep başkalarının iyileşme hikayelerine tanıklık ettim. Başkalarının bedenine dokunan, başkalarının kaygılarını dindiren o 'profesyonel' eldim ben. Akl Klinikte 6 yıldır işletme müdürlüğü yapıyorum.
Amacım, burada ne bir reklam metni yazmak ne de sadece teknik bir bülten sunmak. Amacım, o beyaz yakanın altındaki insanı; o korkuları, o heyecanları ve o yenilenme arzusunu anlatmak.
Ben, hayatla barışık, aynadaki yansımayı seven bir adam oldum hep. Bir gün, eski fotoğraflarıma takıldı gözüm. O arşiv, sadece anıları değil, aynı zamanda omuzlarımdan dökülen gür saçlı genç beni de saklıyordu. O fotoğraflar, birer anı olmaktan çıkıp, sessiz birer karşılaştırma nesnesine dönüştüler. Aradaki fark, bir boşluk, bir eksiklik olarak değil, daha çok "Kaybettiğim enerjiyi geri kazanma isteği" olarak hissettirdi.
Mesele estetik değildi; mesele, elli yaşımda bile, o eski fotoğraflardaki yaşam sevincini, dinamizmi ve özgüveni yeniden hissetme arzusuydu. Saç ekimi, benim için bir 'onarım'dan çok, hayatıma dair verdiğim tazelenme sözü olacaktı. Akl Klinikte, Hasan AKIL ile gün içinde bayağı takılırız birbirimize. Hadi yapalım, hadi yapalım sana da artık saç ekimi diye. Hep sonra derken bu sefer sana saç ekimi yapıyoruz dedi 😊.
Kendimi saç ekim odasında buldum. Biraz tedirginlik biraz korku ama artık yapacaktık.
Ve saç ekimi yapıldı. Sonuç ve bu evrede neler olduğunu neler yaşadığımı ayrıca burada yazarım.