Finasterid Kullanımında En Büyük Yanılgı
Finasterid kullanırken yapılan en büyük hata, testosteron üretiminin aynı şekilde devam ettiğini sanmaktır. Finasterid DHT’yi (dihidrotestosteron) baskıladığı için, testosteron kısa süreli olarak kanda birikir gibi görünür; fakat bu durum, vücudun doğal üretiminin sürdüğü anlamına gelmez. Hipotalamus-hipofiz-testis ekseni (HPTA) zamanla geri bildirim mekanizmasıyla üretimi azaltır.
Bunu anlamanın en net yolu LH (Luteinize Hormon) ve FSH (Folikül Uyarıcı Hormon) değerlerine bakmaktır. Bu değerler düşmüşse, testislerin doğal testosteron üretimi yavaşlamış demektir.
Eğer bu süreçte östrojen blokerleri (aromataz inhibitörleri) veya LH arttırıcı destekler kullanılmazsa, hormon dengesi ciddi biçimde bozulabilir. Bu da tıpkı bilinçsizce steroid kullanıp PCT (post-cycle therapy) yapmayan bir sporcunun yaşadığı tabloya benzer: cinsel isteksizlik, enerji düşüklüğü, depresif ruh hali, kas kaybı ve yağlanma gibi sonuçlar ortaya çıkar.
Profesyonel vücut geliştiriciler bile dışarıdan testosteron alırken aynı anda testis fonksiyonlarını korumaya ve hipofiz bezini aktif tutmaya çalışır. Ancak birçok kişi finasteridi bu dengeyi gözetmeden kullanır. İlacı aniden bırakmak, hormon ekseninde ciddi bir çöküşe yol açabilir ve toparlanma süreci aylar, hatta bazı kişilerde yıllar sürebilir.
Kısacası finasterid, hafife alınmaması gereken bir ilaçtır. Kullanım öncesi hormon testleri, düzenli takip ve gerektiğinde uzman kontrolünde destek protokolleri uygulanmalıdır. Bilinçsiz kullanım, saç dökülmesini durdurayım derken hormonal sisteminizi altüst edebilir.